SES BİLGİSİ
Ses:
Dilin en küçük birimidir.
Harf:Sesin
yazıdaki işareti/sembolü.
Ses ile harf aynı şey değildir.
ÜNLÜLER(SESLİLER):
*Ses
yolunda bir engele uğramadan çıkarılırlar.
*Tek
başlarına söylenebilirler.
*Tek
başlarına hece olabilirler.(o-kul...)
*Bazıları
tek başına sözcük de olabilir.(O , beni bir daha aramasın.)
*Türkçe
sözcüklerde iki ünlü yan yana gelmez. İki ünlünün yan yana geldiği sözcükler
Türkçe değildir.(saat, şair..)
*Türkçe
bir sözcükte "o,ö" yuvarlak ünlüleri yalnızca ilk hecede bulunur.
Televizyon, otomobil, radyo vb. sözcükler Türkçe değildir.
|
DÜZ |
YUVARLAK |
||
Geniş |
Dar |
Geniş |
Dar |
|
Kalın |
a |
ı |
o |
U |
İnce |
e |
i |
ö |
ü |
BÜYÜK ÜNLÜ UYUMU
Türkçe’de
sekiz ünlü vardır. Bunlardan a, ı, o, u kalın, e, i, ö, ü incedir.
Bir sözcükte kalın ünlülerden sonra kalın, ince ünlülerden sonra ince ünlülerin
gelmesi kuralına büyük ünlü uyumu denir.
a,ı,o,u > a,ı,o,u : odun, halı, karanlık…
e,i,ö,ü >
e,i,ö,ü : kedi, çiçekçilik,
kömürcü…
“kitap”
sözcüğündeki “i” ince, “a” kalın ünlüdür. Bu yüzden bu sözcük büyük ünlü
uyumuna uymaz.
*** Türkçe
olduğu halde büyük ünlü uyumuna uymayan kelimeler bulunduğu gibi, Türkçe
olmadığı halde büyük ünlü uyumuna uyan kelimeler de vardır:
kardeş(karındaş),
anne(ana), elma(alma), hangi(kangı),
berber(Farsça),
Hasan(Arapça), radyo(ing.)..
Büyük Ünlü uyumuna Uymayan
Ekler:
“-yor,
-ken, -mtrak, -daş, -ken, -leyin, -ki” ekleri Türkçedirler, ancak tek şekilli
oldukları için büyük ünlü uyumuna uymazlar. (geliyor, uyurken,
akşamleyin, yeşilimtrak, meslektaş, onunki..)
**
Sözcüklere getirilen ekler de b.ü. uyumuna uyar: çocuk-tan, ağaç-lar-ı-mız...
**Özel
adlarda, birleşik sözcüklerde, tek heceli sözcüklerde b.ü.uyumu aranmaz.
KÜÇÜK ÜNLÜ UYUMU
Bir
sözcükte düz ünlüden sonra düz, yuvarlak ünlüden sonra düz - geniş veya dar -
yuvarlak ünlülerin gelmesi kuralıdır.
a,
ı
-> a, ı
e,
i
-> e, i
o,u -> a,u
ö,ü -> e,ü
**Acaba,
açık, sıcak, dere, ekin, ocak, böcek, küçük, köpek sözcükleri küçük ünlü uyumuna uyar.
**Aşağıdaki
sözcükler k.ü.uyumuna uymaz.
mevcut, banyo, palto,pilot,paydos.....
**Birleşik
sözcüklerde ve tek heceli sözcüklerde bu uyum aranmaz.
**İkinci
hecesinin başında "b,m,v" ünsüzü bulunan kimi Türkçe sözcükler,
"b.m.v" ünsüzlerinin yuvarlaklaştırıcı etkisiyle zamanla küçük ünlü
uyumuna aykırı düşmüşlerdir: kabuk(aslı kabık), çamur(aslı çamır), yağmur,
tavuk..
Aşağıdaki
cümlelerde yer alan bütün sözcükler k.ü. uyumuna uyar:
-Sabahlara
kadar derslerime çalıştım.
-Çocuk,
öğretmen olmak düşüncesindeymiş.
-Hepsinin
aklı karıştı.
***Türkçe
kelimelerde ilk heceden sonraki hecelerde yuvarlak (o,ö) sesler bulunmaz.
ÜNSÜZLER:
*
Önlerine veya arkalarına bir ünlü almadan okunamazlar.
*
Tek başlarına bir hece veya sözcük oluşturamazlar.
*
Akciğerden bırakılan hava akımının ses yolunda bir engelle karşılaşmasıyla
söylenebilirler.
*
"mırıl mırıl, cız, cik cik" vb yansıma sözcüklerin dışında, Türkçe
sözcüklerin başında "c,ğ,l,m,n,r,z" ünsüzleri bulunmaz. "liman,
ziyaret, minare..." vb sözcükler Türkçe değildir.
*
Türkçe sözcüklerin sonunda "b, c, d, g" ünsüzleri yer almaz.
Yabancı dillerden dilimize geçen sözcüklerde, bunlar sertleştirilerek
"p,ç,t," yapılır. Bu sertleştirmede "g" ünsüzlerine
dokunulmaz. Ancak anlam karışıklığını önelemk için bazı sözcüklerin sonunda
"b,c,d,g" ünsüzleri korunur: hac-haç, od-ot, sac-saç, ad-at...
*
Batı dillerinden dilimize giren sözcüklerin sonundaki "g" ünsüzleri
korunur: psikolog, sosyolog, Türkolog...
* Türkçe
sözcüklerde "j, f" ünsüzleri hiç kullanılmaz: fare, trafik, file,
jilet vb sözcükler Türkçe değildir.
*
Türkçe sözcükler iki ünsüzle başlamaz. Spor, tren, gramafon vb sözcükler Türkçe
değildir.
ÜNSÜZLERİN SINIFLANDIRILMASI:
*
Sert Ünsüzler: p,ç,t,k,f,h,s,ş
*
Yumuşak Ünsüzler: b,c,d,g,ğ,j,l,m,n,r,v,y,z
ÜNSÜZ BENZEŞMESİ
Dilimizde
ünsüzler sert ve yumuşak olmak üzere iki gruba ayrılır.
Sert
ünlüler “ç, f, t, h, s, k, p, ş”(FıSTıKÇı ŞaHaP) ünsüzleridir.
Bunun dışında kalanlar ise yumuşak ünsüzlerdir.
Bir
sözcük sert bir ünsüzle bitiyor ve o sözcüğe ünsüzle başlayan bir ek geliyorsa,
ekin başındaki ünsüz sertleşir. Buna ünsüz benzeşmesi denir. Elbette bu
benzeşme sert ve yumuşak şekli olan seslerde söz konusudur. Bu özelliği dört
seste görüyoruz;
p,
ç, t, k
->
Sert ünsüzler
b c d ğ(g)
->
Yumuşak ünsüzler
kitap –da : kitapta, ağaç-dan: ağaçtan
ocak – cı : ocakçı seç-
gin : seçkin
11'de, 5'te , 8'den,
3'ten
Samsun’dan,
Sinop’tan
Emin’de
Yunus’ta
ÜNSÜZ YUMUŞAMASI
İki
ünlü arasında kalan sert ünsüzler yumuşar. Buna “ünsüz değişimi” denir. Elbette
bu özellik, ancak yukarıda da söylediğimiz sert ve yumuşak şekli bulunan
seslerde geçerlidir. Bunlar p, ç, t, k sert sessizleridir. Örneğin; “ağaç”
sözcüğüne -i hal ekini getirsek, sözcüğün sonundaki “ç” sert sessizi
yumuşayarak “c” olur; yani “ağacı” şeklinde yazılır.
dolap
- a
-> dolaba
(dolaba baktı)
çekiç
- e
-> çekice
(çekice uzandı)
kanat
- ı ->
kanadı (kanadı kırıldı)
yemek
- e
-> yemeğe
(yemeğe gitti)
Ancak bu kural
her sözcükte geçerli değil.
Örneğin;
“Davranışları,
doğruluğunun kanıtıdır.”
cümlesinde
altı çizili sözdeki “t” sert ünsüzü iki ünlü arasında kaldığı halde
yumuşamamıştır.
Hangi
sözcükte bu yumuşamanın olacağı hangisinde olmayacağı, belli bir kurala
bağlanamaz. Hatta tek heceli sözcüklerin çoğunda olmazken, bazılarında
olabilir. Bunu sözcüğün günlük kullanımlarını dikkate alarak anlayabilirsiniz.
tek
- i
-> teki
(onların teki bile gelmedi)
çok
- u
-> çoğu
(çocukların çoğu buradaydı)
görüldüğü
gibi birincide değişim olmadığı halde ikincide olmuştur.
Dilimize
Arapçadan geçen ve son hecesindeki ünlünün uzun okunduğu kelimelerde ünsüz
değişimi yapılmaz.
“Sınavda hukuku seçecekmiş.”
cümlesindeki
altı çizili söz buna örnektir.
Bazı
sözcüklerde ise ses iki ünlü arasında kalmamasına rağmen yumuşar.
kalp
- i
-> kalbi
(kalbi ağrıyor)
art
- ı
-> ardı
(ardına bakma)
renk
- i
-> rengi
(rengi solmuş)
harç
- ı
-> harcı
(harcı getirin)
Görüldüğü
gibi iki ünlü arasında kalmadığı halde “p, ç, t, k” sert ünsüzleri
yumuşamıştır. Bazı sözcüklerde ise bu seslerin yumuşamadığı görülür.
Örneğin;
“Sonunda
işler sarpa sardı.”
cümlesinde
altı çizili sözcükte yumuşama olmamıştır.
Örneğin;
“Zonguldak’a
yerleştiklerini duydum.”
cümlesinde
altı çizili sözdeki “k” sert sessizi yumuşamamış ancak biz onu okurken “Zonguldağa”
diye okumalıyız.
SES DÜŞMESİ
Sözcüğün
aslında bulunduğu halde, ek geldiğinde bazı sesler düşebilir. Bu düşme hem
ünlülerde hem ünsüzlerde görülür.
Ünlü Düşmesi
Sözcüğün
aslında bulunan bir ünlünün düşmesidir.
Örneğin;
“Yapraklar
daha şimdiden sarardı.”
cümlesinde
sözcüğün aslı “sarı”dır; “-ar-” eki geldiğinde sözcüğün sonundaki “ı”
düşmüştür.
Ünlü
düşmesinin en yaygın kullanımı ise “Hece düşmesi” adıyla anılan kuraldır. Buna
göre, sözcüğün son hecesinde bulunan dar ünlüler, ünlüyle başlayan bir ek
sözcüğe eklendiğinde düşer. Bu özellik bazı organ isimlerinde, Arapçadan
dilimize geçen bazı sözcüklerde, bazı Türkçe fiillerde görülür.
sabır
- ı
-> sabrı
(sabrım tükendi)
akıl
- ı
-> aklı
(aklımı seveyim)
burun
- u
-> burnu (burnu
kanıyor)
gönül
- üm
-> gönlüm
(gönlümü çaldı)
savurmak
->
savrulmak (savruldu çiçekler)
devirmek
->
devrilmek (devrildi ağaçlar)
kahır
- olmak
-> kahrolmak
(kahrolsun)
“Kahvaltıya
hazırlanın.”
cümlesinde
altı çizili söz “kahve altı” sözlerinin birleşmesinden oluşmuş, bu sırada
“kahve” sözündeki “e” düşmüştür.
Ünsüz Düşmesi
Sözcüğün
aslında bulunan ünsüzün, ek geldiğinde düşmesidir.
küçük
- cük
-> küçücük
büyük
- cek
-> büyücek
örneklerinde
sözcüklerin sonlarında bulunan “k” ünsüzlerinin düştüğü görülüyor.
SES TÜREMESİ
Sözcüğün
aslında olmadığı halde, ek geldiğinde ortaya çıkan seslerdir.
genç
- cik
->
gencecik
bir
- cik
-> biricik
az -
cık
-> azıcık
örneklerinde
ünlü türemesi görülmektedir. Buna benzer bazı sözcükler de vardır. Bunlar
“öpücük, gülücük” gibi fiilden türeyen sözcüklerdir. Ancak “-cik”" eki
isim soylu sözcüklerden yeni sözcükler türetebilir. Fiilden türeyen bu
sözcüklerin “öpüşcük, gülüş - cük” gibi sözcüklerden “ş” sesinin düşmesiyle
oluştuğunu söylemek daha mantıklı olacaktır. Dolayısıyla bir ünlü türemesinin
olduğunu söylemek bu sözcükler için pek doğru olmaz.
Bazen
sözcüklerde ünsüz de türeyebilir. Arapçadan dilimize geçen his, af, zan gibi
sözcükler ek ya da yardımcı fiil aldıklarında, sonlarındaki sessizler
çiftleşir.
his
- etmek
-> hissetmek
af -
etmek
-> affetmek
zan
- etmek
->
zannetmek
örneklerinde
bu görülüyor. Burada aslında bir ses türemesinden çok sözcüğün Arapçadaki
aslında bulunan şeklinin ortaya çıktığını söyleyebiliriz. Ancak sözcükler
Türkçe kurallara göre incelendiğinden, bu, türeme olarak alınagelmiştir.
ÜNLÜ DARALMASI
Sözcüklerin
sonlarında bulunan geniş ünlüler (a, e) özellikle “-yor” ekinin darlaştırıcı
özelliğinden dolayı daralarak, ı, i, u, ü dar ünlülerine dönüşür. Buna ünlü
daralması denir.
bekl
= e- - yor
->
bekli=yor
kalm
= a- - yor
->
kal=mıyor
özl
= e- - yor
->
özlü=yor
soll
= a- - yor
->
sollu=yor
örneklerinde
bu daralma görülmektedir. “-yor” ekin den başka bir ekin ya da sesin
darlaştırma özelliği yoktur. Ancak tek heceli olan “de- , ye-” fiilleri,
kendinden sonra gelen “y” sesinden dolayı darlaşabilir.
de -
yor
-> diyor
ye -
-> yiyor
de -
erek
-> diyerek ye
- ->
yiyerek
de -
en
-> diyen ye
-
-> yiyen
Ancak
bazen darlaşma olmayabilir.
de -
ince
-> deyince
KAYNAŞTIRMA HARFLERİ (KORUYUCU ÜNSÜZLER)
Türkçe
kurallara göre bir sözcükte iki ünlü yan yana gelmez. Araya kaynaştırma harfi
girer. Türkçe’de dört tane kaynaştırma harfi vardır: ş, s, n, y.
Bunların
her birinin özel kullanım yerleri vardır.
ş kaynaştırma harfi:
İki-ş-er,
altı-ş-ar, yedi-ş-er
s kaynaştırma harfi
Daha
çok isim tamlamalarında tamlanan görevindeki sözcükte görülür.
Çocuğun
oda-s-ı
Balığın
koku-s-u
Ancak
“su” ve “ne” kelimeleri bu kurala uymaz:
Yemeğin
su-y-u yok.
Çocuğun
ne-y-i kaybolmuş.
örneklerinde
olduğu gibi
n kaynaştırma harfi:
O-n-a
haber verin
Bu-n-u
biliyoruz.
Çocuğun
kitabı-n-ı almışlar.
Fakirin
evi-n-i yıkmışlar.
Soba-n-ın
kapağı düşmüş.
Sene-n-in
sonu geldi.
Kasaba-n-ın
sıcağı çok bunaltıcı.
y kaynaştırma harfi:
Yukarıdaki
kuralların dışında olan her yerde “y” kaynaştırma harfi kullanılır.
Oda-y-a
girdim.
Üşü-y-erek
uyandım.
Ağla-y-anı
tanıyorum.
Kaynaştırma
harfleri aslında iki ünlü arasında kullanılır. Ancak bazen iki ünlü arasına
gelmediği halde de kullanıldığı olur.
Özellikle
“ile, idi, imiş, ise” gibi sözcükler ünlüyle biten bir sözcüğe eklendiğinde
baştaki “i” ünlüsü düşer ve yerine “y” kaynaştırma harfi gelir.
silgi
- ile
-> silgiyle
soba
- ile
-> sobayla
hasta
- idi
->
hastaydı
kısa
- imiş
->
kısaymış
bitti
- ise
->
bittiyse
Örneklerinde
görüldüğü gibi “y” kaynaştırma harfi iki ünlü arasında değildir.
Bu
durum “n” kaynaştırma harfinde de görülebilir. Zamirlerden sonra hal eki
geldiğinde gerekmese de bu harf bulunur.
Örneğin;
“Ondan
bunu hiç beklemezdim.”
cümlesinde
altı çizili sözcükte “n” kaynaştırma harfi iki ünlü arasında değildir.
ULAMA
Sessizle
biten sözcükten sonra sesliyle başlayan bir sözcük gelirse, iki sözcük
birbirine bağlanarak okunur. Bu ulama denir.
Bakkaldan
ekmek aldım.
Bakkalda
nek me kal dım
cümlesinde
iki yerde ulama yapılmıştır.
Sözcükler arasında
herhangi bir noktalam işareti varsa ulama yapılmaz.